Altın Destan
Y ı l 1 8 8 1
Suda kırık teknelerdir
Seylan, Somatra, Cava..
Emperyalizm..
Denizaltı çıkmış ava..
Seyrek sakallı
Kara gözlü
Budist rahiplerinin
Sarı vatanı
Vietnam
uykudadır.
Afyon yutup
Şekersiz yeşil çay içen
Saçı örgülü
Çinli korkudadır..
Bir ağaç gibi toprakta kök salıp
Mukaddes ineklerin memelerine dalıp
Ölülerin külünde savrulan
Brahman
ne mutludur ki..
Kement atıp
Parya avlıyor İngiliz..
Cirit atıyor
Ganada, Kongoda, Nijeryada
Sömürgeci Felemenk Portekiz.
Gökte yıldız sahrada kum.
Fildişi sahilinde kahve yükleniyor
Toprakta çatlıyor tohum..
Y ı l 1 8 8 1
Afrika
Süveyşi, Nil Deltası ile
İngiliz emperyalizminin emrindedir.
Buğday ambarı Cezayir..
Cezayirde bankası, kumpanyası, okuluyla
Genç sömürgeci Fransa.
Cizvitlerin mukaddes ülkesi
Katolik İspanya
İncilden ayetler okuyup
Kol atmış Fasa..
Satılmış Tunus,
Daha doğuda
Uzakta bir çadır gibi
Korsan ülkesi
Müslüman diyarı Trablus..
Y ı l 1 8 8 1
Sömürü Osmanlının göbeğinde.
Dönem Abdülhamit dönemi.
Devlet batan gemi.
Tayfalar gemide aç.
Korku kulaç kulaç..
Bin bir akşam sabah yürü
Her iklimde başka kervansaray.
Bir uçta doğarken
ötede batma da ay..
Cidde, Medine, Şam, Halep
Ve Manastır, Selanik onunla hep.
Selanik bir büyük liman,
Selanik bir büyük şehir,
Balık avlar limanda balıkçılar,
Gemiler atar demir..
Y ı l 1 8 8 1
Kızıl kıyamet kopacak
büyük çapta.
Selanik bir büyük liman,
Selanik bir büyük şehir,
Selanikte bir mahalle,
Mahallede iki katlı ev,
Kagir..
Y ı l 1 8 8 1
Kiraz mevsimi
Vakit alaca karanlık
Ay batacak, güneş doğmak üzere,
Toprak kabardı
Gök gerine gerine uyanıyordu.
İki katlı kagir evde
Çifte şamdan yanıyordu.
Ve ansızın.
Sarı gür bir kadın saçı gibi
Dalga dalga esti rüzgar,
Havalarda bir doğum müjdesi var.
Kiraz ağaçları meyve yüklü
pıtrak pıtrak.
Gün ağardı taze, apak
Ve öptü yeni doğan küçük Mustafanın
Parlak ışıklı yüzünü güneş.
Şerbetler içildi, müjde salındı dört tarafa.
Uğurlu olsun! Mutlu olsun.!
Kutlu olsun Mustafa.!
İlk yıllarda durgundu pek,
Saçları çile ipek,
Kaşları çekme yay,
Yüzü gökte ay,
elleri sedef beyaz.
Hayrola kutlu ola.!
Babası Ali Rıza
Küçük memurdu o zamanlar,
Öldü genç yaşta..
Sofuzade Feyzullah Efendinin kızı
Zübeyde Hanım dul ve tasalı,
Dilinde eski bir Rumeli Masalı..
Oku da büyük adam ol.!
Açıldı ışıklı yol
Rüştiyeye girdi o sene.
Bir taş yapıydı Rüştiye
Günde beş kez okunur ezan
Beş kere çalardı borazan
Yürünürdü rap rap diye..
Mustafa Bey Riyaziye okuturdu.
Bir gün Mustafa,
Durdu Mustafanın önünde
Sen Mustafa ben de
İki baş gibiyiz bir bedende.!
Sen Kemal ol.! Mustafa Kemal.!
Ve ertesi gün
Bütün sınıf
Kemal diye çağırdı onu.
Geldi Rüştiyenin sonu
Geçti Manastır İdadisine
1896ydı sene..
Y ı l 1 9 0 5
İki çelik süngü ile kaşı,
Mustafa Kemal Şamda Yüzbaşı..
Y ı l 1 9 0 6
Dönem Abdülhamit dönemi.
Devlet batan gemi
Tayfalar gemide aç
Dert mil mil üstüne
inilti kulaç kulaç..
Ne umut ne hareket
Memleket
Bir uçtan öbür uca iskelet.
Balkan kazandır kaynayan
Sırp pusuda, Bulgar ayakta,
Selanikte ihtilal şarkıları söylüyor Yunan.
Y ı l 1 9 0 6
Kuruldu gizli cemiyet
Yarı uykudayken Şam
Habersiz düştü yola
Mısır, Yunanistan, Selanik
Selanikte son mola..
Mustafa Kemalin
Bir namludan çıkan
kurşundu sözleri
Ve çelik süngüler gibi
yanıyordu gözleri..
Dedi ki;
Yol iki.!
Ya İstiklal, Ya Ölüm.!
Y ı l 1 9 0 8
Meşrutiyet.
31 Martta karşı ihtilal.
Mustafa Kemal
Hareket Ordusunun birinci kurmayı
Bastırdı ordu
İstanbulda mektepli subay avlıyan
Yeşil sarıklı ayaklanmayı..
Y ı l 1 9 1 1
Afrika
Fildişi sahili Nijerya,
Konga, Gana,
Fas, Cezayir,
İspanya, Fransa, Danimarka,
Portekiz..
Geniş hasır şapkalı
Mantar suratlı İngiliz..
Sömürge halkları
Kıyılarda sürülmede.
Hülasa Afrika
Sömürülme de..
Y ı l 1 9 1 1
İtalyan orduları
Topu tüfeği gemisi uçaklarıyla
saldırıda.
Gök ateş, deniz ateş, yer ateş.
Ölüm dal dal dökülüyor,
Sarı humma, kara zeytin ağaçlarından
Zeytin gözlü, hurma renkli yerli halk
Kurşuna diziliyor asılıp saçlarından..
Ölüm ne kadar yakın.!
Umut ne kadar uzak.!
Ve Libya sürüden ırak
yaralı bir devedir.
Yaralı aslan gibi kükreme de
Kara yeleli Bingazi
Gök bakır,
Toprak demir,
Toprak bir uçtan
öbür uca mayın tarlası..
Mustafa Kemal savaşta,
En başta
Derne kuvvetlerinin komutanı.
Yangın sarınca Ana vatanı düştü yola,
Mısır ve Romanya üzerinden vardı İstanbula.
Y ı l 1 9 1 2
Trakya, Makedonya, Balkan yangın içinde
Şehirler art arda düşüyor,
Düşman Çatalca önlerinde.
Köyler ateşe verilmiş.
Şehirler aç
Yıldırım çarpmış ağaç
gibi yerde ölüler..
Gözlerine mil çekilmiş köylüler
Kurşunlar adım atıyor.
Yol başlarında taze dullar yatıyor.
Ay süt beyaz doğar geceleri
Kan kırmızısı batar güneş..
Artık
Ne mavi gözlü Selanik,
Ne Manastır, ne Kosova,
Ne liman,
No o sarı başaklı ova..
Y ı l 1 9 1 4
Mevsim yaz
Hava barut kokuyor.
Bulut toprak kabarmada.
Avrupa, Asya, Afrika
Fermada..
Bir yanda Bulgar, Alman, Macar
Bir yanda Fransız, Rus, İngiliz..
Y ı l 1 9 1 4
Yedinci ay
Yirmi sekiz büyük savaş.
Artık ne baş kalacak omuzda
Ne taş üstünde taş..
Bellidir oyunu İngilizin.
Kahpedir Alman emperyalizmi.
Karadır suları Karadenizin.
İki harp gemisi dalınca Karadenize
Savaş açtı itilaf bize..
Yıl 29 Ekim 1914
Çıplak ayakla bastık ateşe,
Mustafa Kemal Bulgaristanda ateşe.
Karşılıklı iki saf, iki taraf
Avusturya-Macaristan-Almanya-Bulgar-Türk,
İtalya-Fransa-İngiltere-Rusya.!
Bütün sömürgeleriyle Afrika, Asya..
Gök yangında, yer yangında,
Yedi cephede savaş..
Ne omuzun üstünde baş kalacak,
Ne taş üstünde taş..
Yıl 16 Ocak 1915
Sarıkamış
Sarıkamışta karakış
Ve ilk saldırının sonu:
Türk bozgunu..
Hava kan rengi
Toprak kara buluttur yanıyor
Ve Çanakkale Boğazı dehşet içinde,
Gemiler Gelibolu önlerinde..
Yıl Ocak 1915
Yıl Şubat 1915
Gemiler kara kanatlı kasırga kuşlar gibi
Kanat çırparak mavi sularda uçma da,
Mustafa Kemal Tümen Komutanı
Çanakkalenin dış tabyaları dövülüyor.
Duman içinde Conk Bayırı,
Gemiler ateş içinde, ateş açmada.
Cephe bozuldu, Asker subaydan önce kaçmada.
Mustafa Kemal Tümen Komutanı
Bir tepede kaya gibi dik,
Sesi sert, sesi çelik..
Yıl 26 Nisan 1915
Arıburnundan çıkan düşman 26 bin.
Avustralyalı, Kanadalı, zenci
General, subay, çavuş, er
Gökte yıldız, denizde kum
Durum daha zor durum.
Mustafa Kemalin çelik sesi duyuluyor.
Asker size ölmeyi emrediyorum.
57 nci Alaydan 6 bin er
O gece öldüler
Ve o gece
Beyaz ay öptü yaralı alınlarından
6 bin şehidin..
Arıburnu alev alev
Yanarda yanar.
Hasan çavuş yaralanmış
Yarası kanar.
İsmailoğlu tepesi
Dumandır duman
Türk askeri süngü takmış
Yamandır yaman..
Çanakkale ortasında
Bir uzun çarşı
Mehmetcikler can veriyor
Düşmana karşı..
Anafartalar yollarında
Bir kırık testi.
İngilizler, Fransızlar
Ümidi kesti..
Y ı l 1 9 1 6
Dilde şarkı, elde bayrak
Mustafa Kemal
Oldu general..
Enver Paşa cesur
Büyük Kurmay.!
Emrinde kırk tabur
Dokuz alay
Tümenler..
Osmanlı-Rus
Karşılıklı saf olup durdular.
Ve birden yer yarıldı Karlı Ovada,
Bulutlar kanat çırptı havada.
Mongol suratlı Rus müjikleri
Prens Nikolayeviçin komutasında.
Düştü Erzurum ocak ortasında.
Kötüden kötü durum.
Kırk bin yaralı, kırk bin esir..
Ve şimşek kanatlı kartal
Mustafa Kemal
Yetişince karşı saldırı
2 Ağustos Muş..
Bitliste, Muşta kurtuluş.
Bitliste beş minare
Çifte ezan okunuyor şehirde..
Y ı l 1 9 1 6
Hicazda baş kaldırmış Halifeye
Mekke Emiri Hüseyin.
Filistinde yollar kesilmiş.
Bedeviler isyanda,
Medinede ordu bitkin aç.
Mustafa Kemal Suriye cephesinde.
Mavi gözleri sarı kahverengi haritada.
Dağların yelesinden tutup
Dağların sırtına savurmada.
Kaçmak mı?
Bizim kitabımızda bu yok.! diyor.
Yok diyor Mustafa Kemal.
Türk ordusu Irakta, Suriyede, Filistinde
Hala dövüşmede.
Şehirler ard arda düşmede..
Yıl 30 Ekim 1918
Ordular geri dönecek.
Mondros.
Ve artık
Bütün umutlara paydos..
Çanakkale, Akdeniz, Karadeniz
Karada, havada, denizde
Kafkasyada
Galiçya, Makedonya
Suriye, Irak..
Yaralı, aç, çıplak
Dört yıl savaştık..
200 bin ölü verdik
Hicazda, Balkanda
Sarıkamışta, Erzurumda..
Galiçyada can verdi Bodrumlu Mehmet.
Makedonyada Halepli Osman.
Çanakkalede Mardinli Bekir.
On bin yaralı, on bin esir..
Ne eser kaldı devletten,
Ne haber geldi Ahmetten.
Ne künye ne resim
Bütün umutlara paydos..
Yıl 30 Ekim 1918
Limni Adası,
Yüksek tavanlı bir konak odası.
Mondros..
Ve artık
Bütün umutlara paydos..
Yıl 13 Kasım 1918 gecesi
İstanbulun gökleri dumandadır.
Altmış parça gemisiyle
Düşman filoları limandadır.
İstanbulda yedi tepe var.
Tepelere kül kül bulut yağar.
Geceleri
Gül kırmızı batar güneş,
Gül beyaz doğar ay..
Şehir yas içinde
Yas yürekte fıkır fıkır
Kaynar sudur
Tas içinde..
Yıl 14 Mayıs 1919 İzmir.!
Gök karardı
Deniz yarıldı
Sular çatladı
Gemiler limana attı demir
Pileli etekli Efzan neferleri
Kordonboyuna atladı..
İlk Türk cevabı
Hasan Tahsin Beyin kurşunu.
Ve bir gencin
Yaylım ateşi izledi bunu..
Ve başladı katliamlar.
Evler ateşe verildi
Çöktü damlar
Yüz ölü bin yaralı
Yanıyor Güzelyalı
Kan içinde Kordonboyu
Yas içindedir ovalar..
Yıl 15 Mayıs 1919
Yürüyor denizde su;
Gökte bulut köpürüyor,
Gök dumanda.
Bir duyulmayan çığlıktı şimdi sessizlik limanda.
Kadifekaleye
Yunan bayrağı dikilmişti..
Yıl 16 Mayıs 1919
Mustafa Kemal
Dün sabah erkenden uyanmıştı.
Galata Rıhtımına bir küçük gemi dayanmıştı.
Limnide biten kavga
Samsunda başlayacaktır..
Şimdi Anadolu
Yaralı aslan yüreği gibi
kanamaktadır.
Gemi Bartın Amasra önlerinde
Mustafa Kemal Gemide ayaktadır..
Y ı l 1 9 1 9
Mayısın 19u
Gökte bulut köpürüyor
köpürüyordu.
Ve Mustafa Kemal
Ayak bastı Samsuna
Gün yürüyor,
Yol yürüyor,
O yürüyordu..
25 Mayıs Havza,
12 Haziran Amasya,
4 Temmuz Sivas,
23 Temmuz Erzurum..
İlk ateş Sivasta yanacaktır.
İki yol var, İki ihtimal.
Ya İstiklal, Ya ölüm.!
Sivas ünlü bir şehir,
Sivas ünlü bir şehirdir.
Sivasta ince minare,
Sivasta bir mavi su,
Sivasta Mustafa Kemalin adı Bayrak..
Y ı l 1 9 1 9
23 Temmuz Erzurum
Şehirde kalabalık
Gökte yıldız denizde kum
Geliyorum.!
Küçük ahşap bir okulun
Soluk duvarlı salonu
Y ı l 1 9 1 9
23 Temmuz
Saatın 10u
Sallandı çöktü gök yere
Meydanlarda davullar çalınıyor.
Başladı toplantı, Açıldı kongre.
Donmuş gibi salonda hava,
Ağızda ses, damarda kan
Mustafa Kemal Başkan..
Ve bütün seslerin üstünde tek ses
Mustafa Kemalin sesi
Tümdür vatan.
Bizimdir üstünde gezen,
Bizimdir altında yatan.
Parolamız İhtilal;
Ya istiklal, Ya ölüm.!
4 Eylül Yıl 1919
Denize akan nehir gibi
Sivasa akıyoruz.
Yanıyor doğu batı kuzey güney
Ve Mustafa Kemalin kafasında
tek şey, tek karar..
Hakkari Dersim Van,
Maraştan Urfadan,
Edirneye kadar.
Vatan tektir.
Yeni bir devlet kuruluyor
Ve Heyeti Temsiliye
Bütün vatanı temsil edecektir..
Yıl 1919 13 Aralık
Sivastan Ankaraya hareket.
Yıl 27 Aralık 1919
Ankara ayaktadır.
Şehrin bütün sokakları
Yeri göğü çınlamaktadır.
Yaşa Mustafa Kemal Paşa..
Yıl 1920 Ocak, Şubat
Toroslar mahya mahya gazlı bez gibi yanıyor.
Antalyanın yüreği kanamakta,
Mersin ayakta,
Deprem içinde Adana,
Urfada Maraşta Antepte
Dokuz tabur üç alay
Bütün güney şehirleri yanıyor
Yerde kıvranıyor Hatay..
Yaralandı Urfada kırk,
Adanada yüz elli yiğit,
Antepte 6 bin şehit.
Kanlar içinde Şahin Bey
Makinalı tüfeklerle donatılmış
Ağır tanklara karşı
Hep o yangınlı ihtilal marşı.
Fransıza, İtalyana, İngilize
karşı atılan kurşun
Emperyalizme karşı duruşun.
Şehirlerde semtlere bölündü mahalleler..
Her semte bir baş.
Elde ne varsa; balta, gülle, taş,
Düşman üstüne, düşman üstüne
Azınlık kiliselerinde çan..
Minarelerde ezan..
Düzcede, Boluda, Geredede
Ferman üstüne ferman..
Yıl 1920 Martın 16sı
Beşiktaş, Dolmabahçe kıyısı dumanda,
İngiliz gemileri Sarayburnunda limanda,
Şehzadebaşında Mızıka Karakolunu bastılar
Altı şehit 16 yaralı var.
Harbiye nezaretinde Britanya bayrağı dalgalanıyor.
Harbiyeyi bastılar
Onbeş yaralı üç yiğit şehit
Dördüncüyü nizamiye kapısında astılar.
Meclis binası önünde
Üç İngiliz mangası var..
Yıl 1920 9 Haziran
Ermenistan seferi
Ekim 28de
Yunan Kütahya önlerinde Gedizde
Baş kaldırmış yine devamdadır.
Şimdi isyan Konyada Meramdadır.
Bir zamanların kahramanı
Çerkez Ethem baş kaldırdı.
Demirci Efe isyanda..
Yıl 1921 4 Nisan
On gün var ki
Kan gövdeyi götürüyor
Kana kan, başa baş
Savaş bu, savaş
Bu savaş İkinci İnönü
Bir kez doğar,
Bir kez ölürmüş insan.
Yıl 1921 Nisan..
Günler geçti aradan
Yunan kralı Konstantin
İkinci İnönünün öcünü almak için
Dört düvelden aldığı yeni güçle saldırdı.
Henüz toparlanma mışız.
Ard arda, bir bir.
Düştü Afyon, Uşak, Eskişehir.
Düşman ilk siperlerimizde
Türk ordusu çekilmektedir.
Ankara ha düştü ha düşecek
Sakaryanın doğusunda
toparlanmamız gerek..
Yıl 1921 Ağustos 20dir.
Vakit sabah vakti
Saat ya altı ya buçuk
Ve O yüzü uçuk
Saat ya altı ya buçuk
Bütün gece uyumamış
Bir bıçak gibi kesmiş uykusunu
gelen haberler
Kapı vuruldu:
Bir er girdi içeri
Kan kırmızı apaçıktı
Mustafa Kemalin gözleri
Bir pusula verdi çıktı er
Ve O, geçen yılları düşündü birer birer
Parmakları parmaklarına geçmiş
Çatılan silahlar gibi
Saçları sarı köpük yüzü mor.
Durdu ve düşündü ki durum zor
Vakit sabah vakti
Belki yedi belki buçuk..
Y ı l 1 9 2 1
Günlerden 20 Ağustos
Ve O
Mustafa Kemal
Bütün gecesini telgraf başında geçirmiş.
Avurtları çöküktü
Işıklı sarı saçları köpük köpüktü.
Girdi Meclise
Yüzü gece ışıyan ay gibiydi
Bu adam çelik bir yay gibiydi..
Meclis bir anda tuttu soluğunu
-Yok artık bu işten dönüm
Ya istiklal, Ya ölüm.!
Meclis ayakta alkışladı
Bu mert, bu sert çocuğunu..
Y ı l 1 9 2 1
Ağustos 20dir.
Saat sekiz
Kütahya, Afyon, Simav, Gediz
Gök yere yağıyor bulut bulut
Sakarya
Bir yürüyen kan gövdedir ki kanıyor.
İsyan genişliyor dört yandan
Beypazarı, Bolu, Gerede isyanda.
Hendekte siperler kazılıyor
Müslüman müslümanı vurmak için
askere yazılıyor.
Daha kuzeyde Postacı Nazımla
Kara Mustafa, Çolak Hilmi baş kaldırıp
Çığ gibi çoğalarak Tokata girdiler.
Her sokakta bu ne saldırış.!
Her dönemeçte baş kaldırış..
Zileyi çevirdiler.
Yeni handa başlayan isyan genişledi
Çapanoğullarından Celal Edip,
Deli Ömer çeteleri Aynacıoğulları ile
Yozgatta..
Bir yanıp bir sönüyor kızıl ateş
Erbaada, Zilede, Tokatta.
Köyler kucak açtı.
Küçük Ağa, Büyük Hacı, Aynacıoğulları,
Kara Nazım, Çopur Yusufa..
Siverekte bir Türk aşireti
Türke karşı savaşıyor.
Ahmedin boğazında Mehmedin kanlı eli.
Silah şakırtısı, kesilen telgraf teli..
Düştü Viranşehir
İsyan Konyanın içindedir.
Türk silahı Türke çevrilidir.
Karamanda sarıklı Türk
Kalpaklı Türke karşı.
Semai
Natı Şerif
Ve Mustafa Kemal Marşı:
Olur mu böyle olur mu
Kardeş kardeşi vurur mu
Türk köylüsü Türk işçisi
Askere karşı durur mu?
Menderes gür akmam diyor
Ağa süngü takmam diyor
Kahpe Yunan Menemenden
Manisadan çıkmam diyor..
Günler var ki çekiliyoruz.
Günler var ki düşman ilerliyor,
Geri hatlarda tutunacağız kısmetse..
Balıkesir, Karacabey, Bursa düştü.
Aydından ilerleyen düşman
Nazillide,
Salihli, Uşak, Alaşehir
Artık bizim değildir.
Şarapnel yağıyor cephe gerilerine
Türk taburları
Eskişehir ve Dumlupınardalar..
Yıl 1920 Nisanın 23ü..
T.B.M.Meclisinde
demişti ki Mustafa Kemal
Ne aldatıyor ne aldanıyorum;
Ben o kutsal büyük güne inanıyorum.
Yarın yepyeni bir hayat süreceğiz.
Yakındır kurtuluş..
Edirneden Muşa
Hataydan Samsuna
Bir bütün vatan
Bir mavi gök,
Yemyeşil bahar;
Bir mutluluk
23 Nisan 1920de
demişti ki;
Anamın ak sütüne,
Gözlerimin lacivert mavisine
İnandığım gibi inanıyorum o güne.
Mavi gözlerinden yıldız dökülüyordu.
Gözleri ta içinden gülüyordu.
1001 pare top atılmıştı o günü,
Meclisin ilk açıldığı
1920de 23 Nisan günü
Mutlu insan demek,
Mutlu vatan demektir..
Ve şimdi niceler sonra
23 Temmuz
Mustafa Kemal konuşuyor
Kimi kime şikayet ediyoruz?
Bir adım gerilemek
İki adım ileri atlamak içindir.
Geriliyoruz.
Düşman ilerliyor
Köyler şehirler yanıyor
Vatan bir uçtan öbür uca kanıyor.
Doğrudur,
Doğrudur ama sonunda zafer bizimdir.
Eskişehiri alırsa Ankara,
Ankarayı alırsa Kayseri Sivasa çekiliriz.
Vatan sathında savaş..
Ya istiklal, Ya ölüm.!
Sesi bir bayrak gibi dalga dalga
Ve O
Bir altın bayrağı tutan direk gibi
dimdik ayakta
Meclis heyecanda tek bir yürek gibi
Tek adamı alkışlamakta.
Birinci İnönü.
İkinci İnönü..
Sakarya
O Sakarya ki Yunan saldırıları
Granit kayalara çarptıkça
kırıldı dalga dalga..
Çekildi ordusu Kostantinin
Eskişehire kadar.
2 Eylül 1921 Eskişehir kurtuldu.
Yıl 1921 Eylül 19
Yeni bir rütbe verildi başkomutana;
Mareşal.!
Gazi Mustafa Kemal..
Sakarya Savaşında çekilen düşman
Eskişehir Kütahya..
Afyon doğusunda
kazdığı siperlerde mıhlanmıştı.
O ne kavga, O ne cenkti, O ne şahlanıştı..
Geçti dokuz ay
Günlerce, aylarca
Gerilerden çarıksız yaya yürüdük.
Sırtlarında mermi taşıdı nineler..
Ağustos 2o, Yıl 1922
Hava sıcaktan çatlayacak,
Terli yağız bir at gibi..
Uçmak için ordular,
Yekpare tunç bir kanat gibi..
Başkomutan
26 Ağustosta Kocatepedeydi.
Ankara onu şölende beklerken
O cephedeydi.
Şimdi O,
Kara derin uçurumlardan aşmak için yaylanıyordu.
Mavi gözleri ateş mavisi bir kıvılcım gibi yanıyordu.
Mustafa Kemal şimdi Kocatepeden
Kadife kaleyi görmedeydi..
Yıl 1922 26 Ağustos
Saat iki
Saat üç
Saat beş beş buçuk..
Ve birden
havada çelik şimşekler çakar gibi..
Top sesleri, yaylım ateş.
Yer gök inliyor
Bir anda toz bulutu her şey.!
Ve birden
fırladı mehmetcikler siperlerden.
On bin çelik kanatlı yağız atlı..
Atlar terli ıslak, karınları çatlıyor hızdan,
Ve tek ses duyuluyor tek ağızdan..
Kaçıyorlar, kaçıyorlar..
Kurt doludan kaçar gibi
Uçar gibi tüfeksiz kaçıyorlar.
Çantasız, çizmesiz, yalınayak
Çatlayarak,
Ölülerin üzerinden atlayarak kaçıyorlar..
Sağdan soldan sardık
Sardık ordusunu Yunanın
Kartal kanatlı 20 bin atlı
Sarktı arkasına düşmanın
O ne kızgın, o ne kanlı savaştı.
O ne uçan kol, bacak ve baştı..
3 0 A ğ u s t o s
Düşman Uşak istikametinde kaçıyor.
Gazi Mustafa Kemal
Ordular! İlk hedefiniz! Akdenizdir ileri.!
emrini veriyordu.
4, 5, 6, 7, 8 Eylül
Döğüşe döğüşe
9 Eylülde İzmire girdik
Bir bayrak indi Kadifekalede
Bir bayrak çekildi göndere..
10 Eylül sabahı
Mustafa Kemal İzmire girerken
Ben İstanbul yolunda
Bir İngiliz kurşunuyla ölüyorum.
Ölüm bana acıyor,
Ben ölüme gülüyorum..
Kimimiz tek kolla kaldık
Kimimiz gömüldü toprağa
Adımız öksüze kaldı, dula kaldı.
Antepte kurşun attık Fransıza,
İlk kurşunu sıktık İzmirde Yunana
Hasan Tahsinden.
Bu vatan bizimdir,
Üstünde gezenler bizim,
Altında yatanlar bizimdir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinden başka
Hiç bir makam
Ulusal mukaddesata hakim olamaz..
1 3 E k i m
Ankara Başkent..
Yıl 1923 13 Ekim
Köy, şehir, kent ayaktadır.
En büyük, en mutlu, en güzel
günü kutlamaktadır.
C u m h u r i y e t . !
İlk adam
mavi gözlerle
baktı toprağa,
Toprağın haritasını çizdi bayrağa,
Yedisinde kız çocuğum
hamur yoğurdu,
Yetmişlik annem çocuk doğurdu
cephe için..
Ninem saçına kına bağladığı bezle
bağladı kan akan dizlerimi..
Geçti çıplak rakamlarıyla kavga yılları
elimden tuttular,
Şehrin geniş stadlarında toplananlar için
bana şiir okuttular.
Yeni doğanlar alkışladılar sözlerimi,
İlk adam
mavi gözlerle
baktı toprağa,
Toprağın haritasını çizdi bayrağa,
O yazdı alın yazımızı.
Ve bağırdık bütün gücümüzle
Gök gibi açınca ağzımızı:
C u m h u r i y e t . !
Toprak kabardı,
Bayrak dalgalandı,
Yeni seslerin adımlarıyla doldu yer.
İlk adam
mavi gözlerle
baktı toprağa,
Toprağın haritasını çizdi bayrağa..
C u m h u r i y e t . !
O her zaman;
Bir işi bitirmeden
ne susuzluğu düşünürdü ne yemeği
Sevmezdi inanmadan emretmeyi
Bütün hareketleri eşsiz derin
düşüncelerinin eseriydi.
O içimizde
en önce
en ileriyi gören biriydi.
Dedi ki;
Başarmak için geleceği görmek ve
imkan ve şartlar ne olursa olsun
göreve kendini adamak gerek..
O ay
Kafasında tek düşüncesi vardı;
Hatay.!
Eğer Fransa ile savaş olursa
Cumhurbaşkanlığından
Ve Meclis üyeliğinden çekilir,
Bir ferdi millet olarak,
arkadaşlarımla, inançlarımla
beraber Hataya girer,
Oradakilerle omuz omuza savaşırım..
Derdi ki;
Biz hiç bir zaman
Verdiği karardan dönmüş insan değiliz.!
Ona, büyük zaferden sonra
Yürüyelim.! dedikleri zaman
Selanik üstüne;
Hayır.! dedi.
Misaki Milli dışındadır Selanik..
Biz bu Misaka bağlıyız dedik..
Ne post kaptırırız
Ne isteriz post;
Derdi ki;
Düşmana düşmanız, dosta dost.
Derdi ki;
Gittikçe iyileşen dünyada
Mutlu dünya ulusları ile bir arada
Daha mutlu olmak için yarış gerek
Yurtta barış, Cihanda barış gerek.
O ki
Olmamak için bağımlı bölge,
Olmamak için İngilizin
Amerikanın ayakları dibinde gölge,
Hür bağımsız bir ülke özlemiyle savaştı.
O güneş gibi
Göğümüzü ışıtan, ısıtan sırma saçlı bir baştı..
Hayvanları severdi,
Hele atı çok.
Ruama olmuştu atı.
Haber verdiler,
Öldüreceklerdi bu atı..
Yanına sokulan ölebilirdi..
Ve o ölümden ürkmeksizin
sokuldu ata..
Okşadı bal renkli tüylerini atın..
Büyük yürekli ata.!
Derdi ki;
Çocuk ve at..
Uçsuz bucaksız sevgidir hayat..
Halkıyla konuşmayı sever,
Dertleşir, tartışır, güreşirdi.
Derdi ki;
Ben devletin başında Reisicumhur,
Cephede Başkomutanım..
Ve bunun dışında ben
Milletimle aynı haklara sahip
Milletimin emrinde insanım..
Son aylarıydı artık onun.
Istıraplı çile çile, sızım sızım
geçiyordu günleri Savaronada..
Hep aynı koltukta
Aynı gök, aynı deniz.
Ve çok eski anılar
İçinde canlanıp
İçinde yürüyordu gölge gölge,
yavaş yavaş sessiz..
Yıl 10 Kasım 1938
O sabah
Gök karardı birden bire
Kuşlar kanat çırptı,
Yaprakları döküldü ağaçların..
O sabah
En acı ağıtını okudu felek
Bir acı ağıt ki,
Dolaştı yeryüzünü
Doğudan batıya,
Kuzeyden güneye dek..
Bir acı ağıt ki,
Toprak kulak verdi
Sular ürperdi
İç geçirerek..
Yıl 1938 Kasım 10
Dokuzu beş geçiyor saat.
Ve O Kocatepede
Bir çadırdan bir çadıra geçer gibi
Rahat
ve cesur
öldü..
Ölmedin Atam, her an
İçimizde bitmeyen saygı, sonsuz muhabbetsin.!
And ederiz ki, eserin ölmeyecek.!
Saflar çözülmeyecek.!
Sesimizde ses,
Gözümüzde göz,
Her adımımızda hareketsin.!
Ve demişti ki;
Ey Türk Gençliği
Birinci vazifen
Türk Bağımsızlığını,
Türk Cumhuriyetini
sonuna dek korumaktır.
İlerde
Dışarda ve içerde
Seni bu tek temelden
yoksun etmek isteyenler olacaktır.
Bir gün
Özgürlüğünü ve Cumhuriyeti
Koruman gerekirse
Vazifeye atılmak için
İçinde bulunduğun şartlar
ne olursa olsun düşünme.!
Özgürlük ve Cumhuriyetine
kasdedecek olanlar
Dünyada görülmemiş bir üstünlüğün
mümessili olabilirler.
Aziz vatanın bütün kaleleri
hileyle zapdedilmiş,
tersanelerine girilmiş
ve memleket bil fiil işgal edilmiş olabilir.
Ve en kötüsü, en acısı
Memlekette iktidara sahip olanlar
Gaflet, dalalet ve hıyanet içinde
Aldatılmış, satılmış olabilir..
Hatta iktidar sahipleri
Özel çıkarlarını yabancıların
Emelleriyle birleştirmiş olabilirler.
Ve sen ey
Türk geleceğinin evladı.
Bu şartlar içinde dahi vazifen
Türk İstiklal ve Cumhuriyetini
Korumak ve kurtarmaktır.
Muhtaç olduğun kudret
Damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
İlhami Bekir TEZ