Zodyak'ın son burcu olan Balık, insanoğlunun evrendeki macerasının ve kişisel gelişiminin de son basamağıdır. Buradaki amaç, bu aşamaya kadar öğrenilen ve özümsenen her şeyin kullanıma sokularak, insan türünün bireysel ve toplumsal mükemmelliğe ulaşmasını sağlamaktır. Bu mükemmellik arzusu bireysel seviyeden çok daha geniş bir platformda, insan türü için arzulanmaktadır. Bütün Balıklarda bu geniş kapsamlı amaç görülmese de, en azından kişisel seviyede bulunur. İmajinasyonu ve idealizasyonu çok yüksek olan Balık, kendi motifleriyle uyumlu olmayan insanlarla ilişkilerde ve durumlarda zorlanır. Bu, gerçeği görememesinden değil, sadece kabul edememesinden kaynaklanır. Gerçek dünyadan uzaklarda bir idealler sistemi içinde yaşamayı tercih ettiği için filozofik disiplinlere ve dine karşı da yatkınlığı yüksektir.
Değişken burçların hepsi gibi, sonuncusu olan Balık da değişime kolay uyum sağlar. Fakat tüm Değişken burçlardan daha fazla, kendi ihtiyaçlarını, kendi gerçeğini, gelişimindeki adımları görmezden gelmesi, hatta yok sayması söz konusudur. Bu mekanizma, Balık'ın en büyük dezavantajıdır. Diğer taraftan da bu esneklik kişisel bir gücün, insanları etkileyebilme ve kendini sevdirme yeteneğinin kaynağını oluşturur. Sembolü olan, iki ayrı yöne giden balık gibi, Balık burcu da güçlü olmak, hayatının sorumluluğunu almak ya da kendini evrenin, hayatın akışına bırakmak gibi birbirinden farklı uçlardaki seçimler arasında gider gelir.
Duygusal reaksiyonlar Balık için karakterinin en belirgin çıkış noktasıdır. Balık ancak duygusal anlamdaki irdelemesini tamamladıktan sonra, fiziksel eyleme geçip, işin pratik tarafıyla ilgilenir ve mental boyutta da analiz etmeye başlar. Çekingen bir yapı sergilemesine rağmen, Balık kurallarla oynamaktan korkmaz. Sezgisel doğasının da katkılarıyla genellikle ulaştığı sonuç doğrudur. Duygularıyla hareket etmeye eğilimli olan Balık için mantık süzgecini kullanmak oldukça zordur. Dolayısıyla her hangi bir şeye karşı bağımlılık geliştirmek konusundaki kontrol mekanizması da zayıftır. Duygusal dengenin korunabilmesi için, Balık'ın yalnız kalabilmesi, kendine tazeleyebilmek ve yenileyebilmek için zaman ayırması ya da alternatif tekniklerin kullanması temel gereksinimidir. Özellikle su kenarı bir ortamda bulunmak, suda olmak ya da en azından su sesini duymak bu bağlamda, pozitif etkiler getirir.
Çağımızda ruhsallık ve hassasiyetle özdeşleştirilen Neptün tarafından yönetildiği düşünülen Balık, eski çağlarda bilgelik ve anlayış gezegeni Jüpiter tarafından yönetilmekteydi. Birbirine benzeyen kalitelerden sorumlu olan bu iki gezegenin de Balık kişiliği üzerinde etkileri vardır. Balık, idealistlik, hassas ve kendini feda etmeyi seven bir karaktere sahiptir. Utangaçlık, çekingenlik, egoyu öne çıkaramama tipik Balık özellikleri arasındadır. Neptün ile olan bağlantısı Balık'ın hayatı boyunca karmaşık bir gelişim süreci izleyebileceğinin de göstergesidir. Balıkların pek çoğu organize olamayan, dağınık, konsantrasyon bozukluğu yaşayan ve yavaş hareket etmeye eğilimli bir yapıdadır. Kişisel alışkanlıkları genellikle çevrelerine verdikleri duygusal reaksiyonla endekslidir. Sınırsız hayal dünyası, imajinasyon yeteneği, başarılı yazar, hikayeci ya da patolojik seviyede yalancı olmasına neden olur. Soyut olanı kavrayabilme yeteneği, Balık'ın teorik konularda ve dini alanda da ciddi başarılar elde etmesinin temel nedenidir
EVEEET HEPSİ DOĞRUU ✨